Tourexpi
Antik
Romalılar da ilkbahar festivallerini İsa'nın doğumundan 250 yıl öncesinden ana
tanrıça Kibele onuruna kutluyorlardı. ABD’de Anna Jarvis’in kaybettiği
kendi annesi için 1908 yılında başlattığı anma günü, dünya çapında genişleyerek
her yıl Mayıs ayının ikinci haftasının Pazar günü kutlanmaya başladı.
Bizleri
büyük fedakarlıklarla büyüten, en saf sevgiyi sunan, en zorlu zamanlarda bile
şefkat dolu yürekleriyle dertlerimize derman olan ‘ANNE’lerimiz, en kıymetli ve
en değerli varlıklarımızdır. Onların sevgisi, şefkati, koruyuculuğu, özverisi,
merhameti, sabrı ve desteği bizlere her zaman ilham ve güç vermiştir. Tüm
anneler evlatları için çok değerli ve önemlidir. Ancak bazı anneler vardır ki
sadece dünyaya getirdikleri çocukları için değil, insanlık tarihi için ayrı bir
önem ve değer taşırlar. Bu anneler ya güçleriyle tarihin seyrini değiştirmiş ya
da tarihe damga vuracak çocuklar dünyaya getirmişlerdir. Yaşam öykülerinin
başlangıcını yazdıkları çocuklarını çetin mücadelelerle büyüten bu annelerin
çocukları da onların sevgisi ve koruyuculuğundan destek alarak tarihte önemli
izler bırakan öyküler yazmışlardır.
DÜNYA
ÇAPINDA İZ BIRAKAN İKİ EVLADIN ANNELERİNİN YOLU TÜRKİYE’NİN İNCİSİ İZMİR’DEN
GEÇTİ
Vatanının
bağımsızlığı için girdiği her mücadeleyi askeri ve siyasi dehasıyla taçlandıran
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi
Zübeyde Hanım ile Hristiyanlık ve İslam kültürlerinde büyük bir etkiye sahip
İsa Peygamber’in annesi Hz. Meryem tarihin en etkili iki insanına hayat veren
ve birçok ortak noktaları olan iki anne. Her iki anne de çok sevdikleri
evlatlarının hasretiyle zorlu bir hayat mücadelesi vermişler, doğup büyüdükleri
toprakları terk etmek zorunda kalmışlar ve son günlerini Türkiye’nin incisi
İzmir’de geçirmişler. Tarihe damga vuran çocuklar dünyaya getiren bu iki
annenin son günlerini geçirdiği ve son nefeslerini verdikleri evlerden
Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın Karşıyaka ilçesindeki günümüzde müze olan ev
ile Hz. Meryem’in Selçuk ilçesinde Meryem Ana Evi her yıl binlerce turisti
İzmir’e çeken önemli mekanlar.
İSTİKLAL
MÜCADELESİ’NİN HÜZÜNLÜ, GURURLU VE GÜÇLÜ KADINLARINDAN; ZÜBEYDE ANA
Türk
tarihine yeni bir yön veren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi
Zübeyde Hanım’ın son günlerini geçirdiği ve 14 Ocak 1923’te vefat ettiği
Karşıyaka’daki Latife Hanım Köşkü, günümüzde müze olarak hizmet veriyor.
Karşıyaka Belediyesi ve İzmir Valiliği’nin birlikte yürüttüğü çalışma sonucunda
restore ettirilerek 2008 yılında ziyarete açılan köşk, o günden bu yana her
anneler gününde ziyaretçi akınına uğruyor. Türk ulusu için manevi değeri
oldukça büyük olan Zübeyde Ana, 66 yıllık ömründe çok zorluklar çeken, eğitim
öğretimi ve askeri görevlerinin ardından Milli Mücadele Dönemi'nde oğlunun
yollarını hasretle gözleyen, yaşamı boyunca özlemi hiç dinmeyen, tarih
sahnesinde 623 yıl uzun soluklu ve etkileyici bir hakimiyet sergileyen Osmanlı
İmparatorluğu’nun çöküşünü gören, İmparatorluğu’nun yıkılışıyla da artık
Osmanlı toprağı olmaktan çıkan doğup büyüdüğü toprakları terk etmek
zorunda kalan, hasret yaşadığı oğlu Mustafa Kemal’in İstanbul ile arasının
bozulması nedeniyle idama mahkum edilip, öldüğünü sanarak rahatsızlanıp kısmi
felç geçiren, oğlunun liderliğinde Türk milletinin gerçekleştirdiği Milli
Mücadele’ye tanıklık eden ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ve çok
sevdiği oğlunun mürüvvetini göremeden son günlerini geçirdiği gelin adayı
Latife Hanım’ın Karşıyaka’daki yazlık köşkünde hayata veda eden, cefakar bir
ana aynı zamanda da İstiklal Mücadelesi’nin hüzünlü, gururlu ve güçlü
kadınlarından biri.
BİR
ÖLÜM İLE BİR NİKAH’IN, BİRÇOK DA ÖNEMLİ KARARIN ADRESİ
Dünyaya
Türk mührü vuran, Türk tarihiyle bir dünya tarihinin de akışını değiştiren
Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın mezarı ve günümüzde müze olan son günlerini
geçirdiği ev, kaderin cilvesi olarak gözyaşlarıyla ayrıldığı ve bir daha hiç
göremediği memleketi Selanik’e benzerliğinden dolayı “ikiz kardeşi” olarak
nitelendirilen İzmir’de bulunuyor. Her ölüm yıldönümü ile Anneler Günü’nde de
mezarı başında anıldıktan sonra da Latife Hanım Köşkü Müzesi’nde ziyaretçi
akınına uğruyor. Zübeyde Ana’nın son nefesini verdiği Köşk, aynı zamanda
mürüvvetini çok görmek istediği oğlu Mustafa Kemal’in annesinin bu isteğini
gerçekleştirdiği mekan olması açısından ilginç. Annesinin “Mustafa’m”, “Sarı
Mustafa’m”, “Paşam” veya “Sarı Paşam” gibi isimlerle seslendiği Mustafa Kemal
Paşa, annesinin evlenmesine yönelik isteğini, onu toprağa verdikten 15 gün
sonra Latife Hanım'la köşkte gerçekleştirilen törenle evlenerek yerine getirir.
İZMİR,
ATATÜRK’ÜN KALBİNDE BAMBAŞKA BİR YER ALIR
Gazi
Mustafa Kemal, bu köşke ilk kez İzmir’e gelişinin dördüncü günü 13 Eylül
1922'de gelir ve ilerde zevcesi olacak Latife Hanım'la da o zaman tanışır.
Büyük İzmir Yangını nedeniyle de daha önce kaldığı yerden ayrılarak 14 Eylül'de
köşke gelerek, burasını 16 gün boyunca başkomutanlık karargahı olarak kullanır
ve burada konaklar. Annesi Zübeyde Hanım’ın ölümü üzerine bir kez daha
İzmir'e gelerek köşkte kalan Mustafa Kemal Paşa, bu gelişinden iki gün sonra 29
Ocak 1923'te Latife Hanım'la burada evlenir. Bir ay sonra İzmir İktisat
Kongresi’ni açmak için şehre geldiğinde yine köşkte kalır. Toplamda beş
kez geldiği ve 91 gün konakladığı köşkte en son 2 Ocak-22 Şubat 1924 tarihleri
arasında kalan Mustafa Kemal Paşa, son gelişinde köşkte 52 gün geçirir ve Türkiye
İş Bankası’nın kurulması kararı bu gelişinde alınır. Vatanın işgal altında
olduğu çalkantılı dönemde en değerlisini kaybeden Mustafa Kemal Paşa,
vatan ve milletin selameti için bulunduğu görevi terk etmemek
maksadıyla annesinin cenazesine katılamadığı İzmir, annesinin ölümünün
ardından Atatürk’ün kalbinde bambaşka bir yer alır. Milli Mücadele’nin önemli
bir simgesi haline gelen İzmir, Mustafa Kemal Paşa için artık annesine kucağını
açmış bir vatan ve verilen birçok önemli kararın da adresi olur.
LATİFE
HANIM KÖŞKÜ
Tarihimizde
önemli kararların alınmasına da ev sahipliği yapan Köşk, 16 yıldır Müze olarak
hizmet veriyor. 1860’larda inşa edildiği tahmin edilen ve yaklaşık 3 bin
metrekarelik alanda bulunan Köşk, Geç Osmanlı döneminin mimari özelliklerini
taşıyor. Restorasyonunda yapısal özellikleri korunup, aslına uygun olarak
onarılarak, niteliklerini yitiren bölümleri de yeniden yapılan Köşk, tarihe
tanıklık etmek üzere 2008’de anı evi - müze olarak halkın ziyaretine açıldı.
Bodrumu dahil üç katlı Köşk, Ege mimarisinin de örneklerini taşıyor. Birinci
kata iki yandan başlayıp kapıda birleşen merdivenlerle ulaşılırken, giriş
katında üç oda, ikinci katında ise bir banyo ve üç oda bulunuyor. İkinci
kattaki odalardan her biri Mustafa Kemal Atatürk, annesi Zübeyde Hanım ve eşi
Latife Hanım adına anı odası olarak oluşturulurken, bu odalarda Eskişehir
Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Yılmaz Büyükerşen tarafından yapılmış
balmumu heykelleri bulunuyor. Atatürk’ün balmumu heykeli çalışma odasında ve
masasının başında ayakta dururken, Zübeyde Hanım ile Latife Hanım'ın heykelleri
ise kendilerine ait odalarda koltuklarında oturur durumda sergileniyor. 2016
yılında özel müze olarak tescillenen köşkün odalarında bulunan eşyalar ise
bağış ve satın alma yoluyla köşke kazandırılırken, tümü 100-150 yıllık geçmişe
sahip.
Karşıyaka'nın
sembol binalarından olan manevi değeri büyük Köşk, 30 Ekim 2020’de İzmir’de
meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremde hasar gördüğünden ve çökme riski
olduğundan dolayı içindeki eşyalar çıkarılarak ziyarete kapatılıp tadilata
alındı. Restorasyon çalışmalarının altı ay içinde tamamlanması bekleniyor.
İzmirliler bu anneler gününde de Türk ulusu için ayrı bir değer taşıyan ve oğlu
‘Sarı Mustafa’nın İzmir’e emanet ettiği Zübeyde Ana’nın son günlerini geçirdiği
bu anı evi müzeyi ziyaret edemeyecek.
ANNELİK,
KORUMA VE SEVGİ SEMBOLLERİNİN TEMSİLCİSİ; MERYEM ANA
İncil
ile Kur-an'da önemli ve kutsal bir varlık olarak kabul edilen İsa
Peygamber’in annesi Hz. Meryem, tıpkı Zübeyde Ana gibi, yaşamı zorluklar içinde
geçen, oğluna hasret yaşayan, hatta oğlunun çarmıha gerilmesiyle ölümüne
ardından da dirilişine şahit olan, yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kalan
güçlü bir kadın ve anne. Hristiyanlık’ta ilk konsillerden itibaren yüceltilen
ve değer verilen Hz. Meryem, kutsallık ve cennetle de ilişkilendirilerek,
annelik ve korumanın yanı sıra sevgiyi sembolize ediyor. Kur'an'da adı doğrudan
telaffuz edilen tek kadın olan Hz. Meryem’ın ismi kitaptaki 19. Sure’de de
‘Meryem Suresi’ olarak geçiyor. Hristiyanlık’ta da İncil’de birçok yerde
mucizelerinden bahsedilerek İsa'nın doğumundan sonra onun büyümesine ve
yetişmesine yardımcı olan sevgi dolu bir anne olarak tasvir ediliyor. Adına
birçok kilise, katedral ve tapınak adanan, ikonaları kiliselerin duvarlarını
süsleyen oğlu İsa gibi göğe yükseldiğine inanılan Hristiyanlık inancında önemli
ve kutsal bir yere sahip Meryem Ana adına özel anma ve kutlama günleri de
düzenleniyor.
MÜSLÜMAN
VE HRİSTİYANLARIN ORTAK BULUŞMA NOKTALARINDAN
“Kutsal
Anne" olarak görülen Hz. Meryem, Hristiyanlık inancında Tanrı’nın vücut
bulmasına veya “Söz”ün bedenleşmesine vesile olması açısından yüceltilir, azize
kabul edilir ve ibadetlerde Tanrı’ya ulaşmada bir aracı gibi görülür. Ayrıca
düşmanlara ve şeytanlara karşı da koruyucu bir özelliğinin olduğu kabul
edilerek VII. yüzyıldan itibaren Hristiyan marşlarında “Orduların
Generali" olarak ifade edilir, sancaklara işlenen Meryem simgesinin
savaşlarda zafer kazandıracağına inanılır. Ortodoks Kiliselerinde “Mater Deu”
yani “Tanrı annesi” veya “Teotokos” yani Tanrı’yı taşıyan” diye hitap edilen
Hz. Meryem, İslam kültüründe de İsa’yı doğuran kutsal bir varlık olarak derin
bir saygıyla anılır. Hz. Meryem, Müslüman ve Hristiyanları birbirlerine
yaklaştıran, ortak buluşma noktalarından olan kutsal bir varlık.
OĞLU
İSA’NIN ÇARMIHA GERİLMESİNE ÇARESİZCE TANIK OLUR
İbrani
asıllı olup Davut peygamberin soyundan gelen Hz. Meryem, Cebrail tarafından,
Tanrı’nın lütfuna eriştiği ve bir oğul doğuracağı bilgisi verilince, “Ben
Rab'bin kuluyum…bana dediğin gibi olsun” diyerek, Tanrı’nın hikmetiyle
Nasıra’da hamile kaldığı İsa’yı, Beytlehem’de dünyaya getirir. İsa büyüyünce ve
öğretilerine başlayınca, her zaman yanında olduğu oğlunun bu misyonuna da
destek verir ve Hristiyanlığa ilk inananlardan biri olur. İsa’nın mucizelerine
ve öğretilerine tanıklık eder. Oğlunun Hristiyanlık üzerine vaazleri devam
ederken bundan rahatsız olan Yahudi din adamlarının tahrikiyle Romalılar
tarafından Kudüs’te işkence edilip çarmıha gerilişini göz yaşları içinde
çaresizce izlemek zorunda kalır. Henüz daha 33 yaşındaki oğlunun çarmıhta son
nefesini vermeden önce de kendisini havarilerinden Aziz Yuhanna’ya
emanet etmesini yüreğinde buruk bir acıyla kabullenir. Çarmıhta can veren
oğlunun cansız bedeni karşısında bir annenin yaşayabileceği en derin acıları
yaşar. Çarmıhtan indirilip bir mağaraya gömülen oğlunun mezarını ziyarete
gittiğinde ise İsa’nın mezardan çıkıp dirildiğine şahit olur ve bu kez sevinç
ve mutluluk gözyaşları döker. Bu mutlu günden itibaren Hz. İsa’nın Tanrı katına
yükselişine dek geçen 40 günlük süre ise oğlunu görüp, sarılabildiği, onunla
zaman geçirebildiği son günlerdir.
DOĞDUĞU
TOPRAKLARI TERK EDEREK EFES’E GELİR
Hz.
İsa’nın göğe yükselişinin ardından 4-6 yıl daha Kudüs’te yaşayan ancak
Hristiyan camiasının günden güne gelişmesine Yahudi otoritelerinin öfkesinin
çoğalmasıyla artık tehlikeli olabileceğini düşündüğü Kudüs’ten oğlunun
kendisini emanet ettiği havari Aziz Yuhanna diğer adlarıyla Aziz John
- Jean ile birlikte MS 42’de kaçarak, o zamanın ünlü kentlerinden Küçük
Asya’daki Efes’e gelir. Asya’nın havarisi diye anılan Aziz Yuhanna, o dönemde
Romalıların idaresinde olan Efes’e Hz. Meryem'i putperestlerin diyarına
sokmak istemediğinden, Selçuk’a 7 km. uzaklıktaki Bülbül Dağı’nın arka
yamacındaki ormanda yaptığı taştan kulübede saklar. Hz. Meryem
ölmeden önceki son zamanlarını 101 yaşında hayata gözlerini yumana dek burada
geçirir. Mezarının Panayır Dağı’nın kuzey doğusunda olduğu
rivayet edilirken, günümüzde yaşadığı evin bulunduğu yerde Meryem Ana Evi
ve Kilisesi yer alıyor.
MERYEM
ANA EVİ VE KİLİSESİ
İzmir’in
Selçuk ilçesinde Efes Antik Kenti yakınlarındaki Bülbül Dağ’ında bulunan
Hristiyanlar’ın kutsal haç mekanı olan Meryem Ana Evi, aynı zamanda her
dinden inananın dua ettiği, dileklerde bulunduğu, adaklar adadığı, hastaların
şifa aradığı her yıl yaklaşık 1 milyon turiste ev sahipliği yapan dünya çapında
kutsal ve turistik bir mekan. Birçok Papa’nın ziyaret ettiği ve Patriklik
tarafından kutsanan Meryem Ana Evi, 19. yüzyılda Alman Katolik rahibesi
olan Anne Catherine Emmerich’in rapor edilmiş rüyalarını takiben
keşfedilir.
EV,
RAHİBENİN RÜYALARINDAN YOLA ÇIKILARAK BULUNUR
Almanya
dışına hiç çıkmamış yatalak rahibe A. Katherina Emmerick, İsa'nın yaşamının son
günlerini ve annesi Meryem'in yaşamının detaylarını gördüğünü belirttiği bir
dizi rüya görür. Almanya'da mistik güçleri ile bilinen ve önemli insanlar
tarafından ziyaret edilen Emmerich'in ziyaretçilerinden biri olan yazar Clemens
Brentano, ilk ziyaretinden itibaren beş yıl boyunca rahibeyi her gün ziyaret
ederek Emmerich'in anlattıklarına dayanarak bir kitap kaleme alır. Bu kitapta
Meryem Ana Evi’nin Efes şehrinin arkasındaki dağda olduğunu hem
Efes’i hem de denizi gördüğünü, yakınında da serin bir kaynak suyu
bulunduğunu yazar. Hristiyan dünyasında büyük ilgi gören bu kitaptan yola
çıkan Vatikan, 1881 yılında Meryem Ana’nın evini aramaya başlar.
Araştırmalar sonunda aynen kitapta anlatılan konumda harabeye dönmüş haç planlı
ve kubbeli olan bu evi bulurlar. Bu olay Hristyanlık dünyasında yepyeni bir
buluş olur ve tüm dünya din alemine ışık tutar.
VATİKAN
TARAFINDAN HAC YERİ İLAN EDİLİR
Temelleri
I. yüzyıla ait olduğu ortaya çıkarılan evin etrafında 1894’e kadar çeşitli
yapılaşma/çalışmalar yapılır, yol üzerine Meryem Ana heykeli dikilir. Havariler
Çağı’na tarihlenen eve giden patikanın her iki yanına 1898'de de Lazarist
rahipler tarafından zeytin ağaçları dikilir. Küçük bahçe düzenlemeleri ve bina
dışına ibadet için eklentiler yapılır. Vatikan tarafından Hac Yeri ilan edilen
Ev, restore edildikten sonra ilk kutsal ayin ve ziyaret 20 Mayıs 1896
tarihinde Papa XIII. Leo’un önderliğinde 600 inananın katılımıyla
gerçekleşir. 1967’de Papa VI. Paul, 1979 tarihinde Papa II. Jean
Paul, 2006’da Meryem Ana aracılığıyla Hristiyan ve Müslüman dünyası arasında
bir bağ olduğunu ilan eden Papa XVI. Benedict, 2014 yılında da Papa
Franciscus’un yaptığı ziyaretler Meryem Ana Evi’nin önemini daha da
attırır. Müslümanlarca da kutsal sayılan içinde Kuranı Kerim'in Hz. Meryem'den
bahseden sure ve ayetlerinin de bulunduğu Meryem Ana Evi’nde Hristiyanlar için
kutsal olan günlerde özellikle de Ortodoks ve Katolikler’in en büyük kutsal
günlerden saydıkları Meryem Ana'nın Göğe Yükseliş Günü olan 15 Ağustos’ta
büyük ilgi gören ayinler düzenleniyor. Anneler Günü’nün kutlandığı Mayıs ayı
aynı zamanda Hz. Meryem’e adanan ay olmasından dolayı Meryem Ana Evi her Anneler
Günü’nde inananlar ve turistler tarafından ziyaret ediliyor.
İNSANLIK
TARİHİNE YÖN VEREN İLK ANNE; HAVVA ANA
Zübeyde
Ana ve Meryem Ana gibi dünyaya damga vuran gelmiş geçmiş öyle bir ana daha var
ki bu Ana adeta insanlık tarihinin seyrini belirlemiş. Yaratılan ilk insan
çiftinden Hz. Adem’in eşi olan Havva Ana tüm insanlığın annesi kabul edilirken,
ilk günahı işleyen kişi olarak da tarihe geçer. İblis tarafından kandırılarak
Allah'ın yasakladığı ağacın meyvesinden önce kendisi yiyen sonra da
Hz. Adem’e yediren Havva Ana’nın bu kandırılmışlığıyla işlediği ilk günah
insanoğlunun cennetten kovulmasına ve hayatını yeryüzünde geçirmesine neden
olur. Kim bilir Havva Ana o yasaklı meyveyi yemeseydi ve yedirmeseydi, belki
bizler de melekler ve diğer varlıklar gibi cennette olacaktık ve sorunsuz bir
yaşam sürecektik. Ne savaşlar, hırslar, menfaat çıkarları, ne de corona virüs
gibi salgınlar yaşayacaktık.
Günah
işleyen HAVVA ve ADEM yerine kurtarıcı İSA ve MERYEM
Papa
VI. Paul, 1974'te "Marialis Cultus" adlı bir bildiri açıklar. Bunun
yanında Hz. Meryem, Hz. İsa ile birlikte insanlığın kurtuluşuna olan katkısı
nedeniyle “Yeni Havva” (New Eve) olarak değerlendirilir, Havva’nın yasak
meyveyi yiyerek Adem ile birlikte insanlığı günaha ve ölüme sürüklemesinin
aksine, Meryem ve İsa’nın, Tanrı’ya güvenmeleri ve teslimiyetleri sayesinde
insanlığın kurtuluşuna vesile olmalarına vurgu yapılır.
ANNELERİMİZ
HAYATLARIMIZDA HEP VAR OLSUN
Türk
ve dünya tarihine yön vererek derin izler bırakan ulu önderimiz Mustafa
Kemal’in annesi Zübeyde Ana ile kitleleri peşine takan ve inananının en çok
olduğu din Hristiyanlığın peygamberi Hz. İsa’nın annesi Hz. Meryem gibi daha
nice anne, nice büyük insana ve kahramana hayat vererek tarihe adlarını altın
harflerle yazdırdı. Hepsi birbirinden değerli tüm bu anneleri saygı, minnet ve
rahmetle anıyor, ihtiyacım olduğu her an sevgisiyle, desteğiyle,
fedakarlığıyla, şefkatiyle, ışığıyla, vefakarlığıyla her zaman yanımda olan,
koruyucu meleğim, değerlim ve çok sevdiğim canım annem ile canım ablam başta
olmak üzere, tüm annelerin, anne adayların, yüreğinde annelik vicdanı,
merhameti ve sevgisi taşıyan tüm kadınların 'Anneler Günü'nü kutluyorum.
Unutmayalım
ki bir ANNE; Herkesin yerini alabilen, ama onun yerini kimsenin alamayacağı
yeryüzünün en kutsal varlığıdır. Haklarını asla ödeyemeyeceğimiz ve kelimelerle
anlatılamayacak kadar çok sevdiğimiz annelerimizin hayatlarımızda hep var olmalarını diliyorum.
Fulya
OMAÇ / İZMİR
En Çok Okunan Haberler
Efeler Yolu "Avrupa Konseyi Kültür Rotaları" ağına dahil edildi
İzmir'de doğa ve kültürü bir arada bulunduran yürüyüş rotası Efeler Yolu'nun Avrupa Konseyi Kültür Rotaları ağına dahil edildiği bildirildi.
Kütahya'da 4,5 büyüklüğünde deprem
Kütahya'da saat 07.23'te 4,5 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Akdeniz kıyılarında görülen köpek balıkları, yavru ve zararsız
Antalya ve Muğla'da son günlerde köpek balıklarının görüldüğüne dair sosyal medyada paylaşılan görüntüleri değerlendiren uzmanlar, bunun normal bir durum olduğunu, görülen köpek balıklarının ise yavru ve zararsız olduğunu bi
3. Uluslararası Yeditepe Bienali, Gölge Varsa Işık da Var temasıyla sanatseverleri karşılıyor
"3. Uluslararası Yeditepe Bienali"nin küratörlerinden Fatih Ömeroğlu, "Gölge Varsa Işık da Var" temasıyla sanatseverleri 3 farklı mekanda ağırlayan etkinliğin mutlaka görülmesi gerektiğini söyledi.
Ömür Kahraman'dan havacılıkta Havada Bir Ömür kitabını yazdı
"Havacılık sadece bir meslek değil, tutkuyla geçen bir ömür demektir" saptamısını yapan Ömür Kahraman, Destek Yayınları'ndan çıkan Havada Bir Ömür adlı kitabında ömrünün bir kısmını geçirdiği havacılık mesleği hakkında
7. Etnospor Kültür Festivali, 22-25 Mayıs'ta İstanbul'da yapılacak
Dünya Etnospor Birliğinden yapılan açıklamaya göre, yoğun ilgi gören Kültür Festivali'nin 7'ncisi İstanbul Atatürk Havalimanı'nda düzenlenecek.
İDO’nun Ege adaları lansmanı İzmir'de gerçekleşti
İDO EGE’de güçleniyor ... Dikili-Midili'den sonra Fethiye-Rodos seferleri de başlıyor
İstanbul Dijital Sanat Festivali'nin 2026'daki ön gösterimi Dubai'de yapılacak
Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu "İstanbul Dijital Sanat Festivali" (IDAF), dijital sanat alanında uluslararası etkisini genişleterek Orta Doğu'ya açılıyor.
Alanya, TUI workshopunda acente temsilcilerine antlatıldı
TUI Polonya tarafından Antalya’da düzenlenen ve Polonya genelinden birçok tur operatörü temsilcisinin katıldığı iki günlük workshop organizasyonunda Türkiye’den sadece Alanya yer aldı.
Türkiye Dostu Alman Turizmciye Onur Ödülü
35 yılı aşkın süredir Türkiye’ye duyduğu sevdayı kültürlerarası projelerle taçlandıran Thomas Bösl, Türk turizmine olan uzun soluklu bağlılığı ve kültürel köprüler kurmadaki rolüyle Salzburg’da onurlandırıldı.
Salgında eve kapanan yerli turistler son 3 yılda özgürlüğün tadını seyahatlerle çıkardı
Kovid-19 salgını dönemindeki kısıtlamalar nedeniyle gezi planlarını askıya almak zorunda kalan yerli turistlerin harcamaları, salgının etkisini kaybetmeye başladığı 2022-2024 döneminde zirve yaptı.
Alaçatı’da Ot Festivali’ne ziyaretçi akını
17-20 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 14. Alaçatı Ot Festivali sona erdi. Dört gün süren festival boyunca, Alaçatı’nın her köşesi doğa, lezzet ve sanatla doldu. Binlerce yerli ve yabancı ziyaretçi sokakları doldurdu.
Turizmde sürdürülebilir dönüşüm
Coral Travel Group, Antalya’da iklim, enerji ve işletme alanlarında uluslararası uzmanların katılımıyla bir çalışma toplantısı düzenledi.
Bentour Reisen, çeşitliliğe ve geleceğe dönük yönetim anlayışına verdiği önemi güçlü bir şekilde ortaya koyuyor
1 Mart 2025 itibarıyla Zühal Ergun, Finans ve İnsan Kaynakları Genel Müdürlüklerini de üstlendi. Şimdi ise Deniz Erdem, Contracting Genel Müdürü olarak Melih Yetiş’in yerine atandı.
Özbek seyahat acentesi temsilcilerine Alanya tanıtıldı
Özbekistan merkezli tur operatörü AsiaLuxe Travel’ın 12 Haziran itibariyle Gazipaşa-Alanya Havalimanı’na (GZP) başlatacağı uçuş programı kapsamında, Özbekistan'da Türkiye’yi satan seyahat acenteleri temsilcilerinden oluşan bir h
AJet'ten bilet tavan fiyatı güncellemesi
AJet, 26 Nisan'dan 29 Nisan'a kadar Sabiha Gökçen Havalimanı çıkışlı ve varışlı iç hat, tek yön ve aktarmasız bilet tavan fiyatının 2 bin 850 lira olarak belirlendiğini bildirdi.
TAV Havalimanları'ndan ilk çeyrekte 379 milyon avro konsolide ciro
TAV Havalimanları, 2025'in ilk 3 ayında 17,8 milyon yolcuya hizmet vererek, 379 milyon avro konsolide ciro elde etti.
Gelibolu Yarımadası'nda 57. Alay Vefa Yürüyüşü tamamlandı
Çanakkale Kara Savaşları'nın 110. yılı anma törenleri kapsamında, Gençlik ve Spor Bakanlığınca "57. Alay Vefa Yürüyüşü" düzenlendi.
Türkiye'ye en fazla turist İran ve Rusya’dan geldi
Türkiye'ye ocak ve şubat ayında en çok ziyaretçi gönderen ülke 463 bin 865 kişi ile İran oldu. İran'ı 371 bin 344 kişi ile Rusya, 330 bin 70 kişi ile Almanya takip etti. Almanya'yı sırasıyla Bulgaristan ve İngiltere izledi.
ABD'de uçağın motorunun alev alması sonucu 282 yolcu tahliye edildi
ABD'nin Florida eyaletindeki Orlando Uluslararası Havalimanından kalkmak üzere olan uçağın motorunun alev alması sonucu 282 yolcunun tahliye edildiği bildirildi.
Mısır'da Kahire ve güneydeki kentler için sıcak hava uyarısı yapıldı
Mısır'da başkent Kahire başta olmak üzere birçok kentte hava sıcaklıklarının gün içinde 39 ila 40 dereceye ulaşacağı bildirildi.
